TamSaha 163. Sayı / Haziran 2018

Arjantin - İngiltere: 2-1 (1986) 6 Portekiz - Kuzey Kore: 5-3 (1966) 5 22 Haziran 1986 tarihinde İngiltere ile Arjantin’i Mexico City’nin Azteca Stadı’nda karşı karşıya getiren çeyrek final müsabakasında baş- larda İngilizler biraz daha atak gö- rünse de Diego Maradona’nın sürüklediği Arjantin çok geçmeden daha baskılı bir oyun ortaya koy- maya başlayacaktı. Yine de İngiliz- ler, devrenin sonuna kadar bu baskının gole dönüşmesine engel oluyordu. Ancak ikinci yarının başlamasıyla birlikte işler değişecek ve Mara- dona, dört dakikalık bir zaman di- limi içinde Dünya Kupaları tarihinin belki de en çok konuşulan iki go- lüne imza atacaktı. Önce, dakikalar 51’i gösterirken, Maradona, Jorge Valdano ile bir verkaça giriyor ve burada pası kesmeye çalışan Steve Hodge’unmüdahalesiyle top sanki aşırtma bir pas gibi İngiliz savun- masının arkasına doğru süzülü- yordu. Maradona bu topa İngiliz kaleci Peter Shilton’la aynı anda yükselecek, ardından da topu, eliyle vurmak suretiyle ağlara gön- derecekti. Ne var ki Tunuslu hakem Nasır Bin Ali bu ayrıntıyı yakalaya- mamış ve İngiliz oyuncuların uzun itirazları da sonucu değiştirme- yince Arjantin 1-0’lık üstünlüğü yakalamıştı. Bu gol, tabiî ki Dünya Kupalarının ‘olumsuz’ manada en çok konuşu- lan golüydü. ‘Olumlu’ manada en çok konuşulacak golse çok değil, sadece dört dakika sonra gelecekti. O dakikada topla kendi yarı saha- sında buluşan Maradona müthiş bir dripling gösterisine başlayıp sıra- sıyla Peter Reid, Peter Beardsley, Terry Butcher ve Terry Fenwick’ten sıyrılıyor, final slalomunu da kaleci Shilton ve arkadan son bir yetişme çabası içinde olan Butcher’ın ara- sından yapıyor ve sonrasında da topu, ardına kadar açılmış olan İn- giltere kalesinin kapısından içeri yollayıveriyordu. Arjantin farkı ikiye çıkartmıştı. Kuşkusuz bu gol, Dünya Kupaları tarihinde görülmüş en olağanüstü goldü. Aslında buna benzer kalitede goller daha önce de görülmüştü, daha sonra da görüle- cekti. Fakat çeyrek final gibi kritik bir seviyede, İngiltere gibi futbolun mucidi olan bir takıma atılması, hele ki İngiltere ile dört sene önce savaşmış bir ülkenin (bkz: Falkland Savaşı) oyuncusu tarafından atıl- ması, bu golü çok daha anlamlı ve eşsiz kılmaktaydı. İngilizlerin farkı azaltma çabala- rıysa 81. dakikada sonuç verecekti. John Barnes soldan ceza sahasına yanaşıp iki Arjantinlinin yanından sıyrılıyor ve kale çizgisine yaklaşır- ken altıpas üzerine yaptığı ortaya da Gary Lineker kafayı vurup topu ağlara gönderince skor 2-1’e geli- yordu. Ancak Arjantin savunması, kalan sürede daha fazlasına mü- saade etmeyecek ve böylece maçı 2-1 kazanan Güney Amerika tem- silcisi, yarı finale yükselen taraf olacaktı. Kuzey Kore, İtalya’yı mağlup edip çeyrek finale kalarak turnuva ta- rihindeki belki de en büyük şoku gerçekleştirmişti. Portekiz ise son şampiyon Brezilya’nın hüküm- ranlığına son vermişti. İki ekibi karşı karşıya getiren çeyrek final mücadelesindeyse, henüz ilk dakika içinde gelişen Kuzey Kore atağında Pak Seung-Zin on sekiz üzerinde topu önünde bulmuş ve sol ayağının dışıyla müthiş bir şut atarak topu Portekiz kalesinin tavanına asmıştı. Asya ekibi adeta maça 1-0 önde başlıyordu. Koreliler 22. dakikaya gelindiğin- deyse, harika bir takım çalışma- sını golle süsleyecekti. Lee Dong-Woon orta alanda topu kaptıktan sonra Pak Seung-Zin ile bir verkaça giriyor, ardından da topu sağ kanattaki Han Bong- Zin’in önüne bırakıp ceza alanına hareketleniyordu. Han’ın ceza alanına yaptığı orta sonrasında arka direkteki Yang Seung-Kook topu kale önüne çevirecek ve o noktaya yetişiveren Lee de son vuruşu yaparak farkı ikiye çıkar- tacaktı. Üç dakika sonrasındaysa Yang Seung-Kook hızla Portekiz ceza alanına girip topu yakın köşeden bir kez daha filelerle buluşturmayı başarmıştı. 3-0’lık skor da haliyle Kuzey Kore için yarı final kapısını ardına kadar aralamıştı. Bu skorun ardından belki birçok Portekizli bile yarı finalden ümi- dini kesmişti. Ancak Eusebio, farklı düşünüyordu. 27. dakikada Kore ceza alanına sızan Kara Panter, iki Koreli savunmacının anlık kararsızlıklarından da yararlanarak araya giriyor ve sade bir dokunuşla topu filelere göndererek skoru 3-1’e getiri- yordu. İlk yarının bitimine iki dakika kala gelişen Portekiz atağında Jose Torres’in ceza alanı içerisinde yere düşürülmesi üze- rineyse Portekiz bir penaltı kaza- nacak ve Eusebio 11 metreden topu filelere gönderip farkı bire indirerek takımının devre arasına biraz daha umutla girmesini sağlayacaktı. Portekiz, ikinci yarıya da atak başlıyor ve 56. dakikada son sürat ceza sahasına giren Eusebio’nun sağ çaprazdan çektiği şutta topun ağlarla buluşmasıyla da skora denge geliyordu. Eusebio, dakika- lar ilerledikçe zapt edilmesi iyice güç bir hale gelmekteydi. 59. da- kikada bu kez sol taraftan topu alıpmüthiş bir güç ve süratle Kuzey Kore ceza sahasına doğru hareketlenen Eusebio, en so- nunda faulle durdurulabilecekti. Portekiz bir penaltı daha kazanır- ken atışı yine Eusebio kullanacak ve topu filelere yollayarak Portekiz’i 3-0’lık yenilgiden, hepsini kendi attığı gollerle, 4-3’lük galibiyete taşımayı başaracaktı. Bitime 10 dakika kalaysa Jose Augusto maçtaki son sözü söyleyecek ve kalenin dibinden yaptığı kafa vuruşunda ağları havalandırarak Portekiz’in 5-3’lük galibiyetini tescilleye- cekti. 136 137

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==