TamSaha 158. Sayı / Ocak 2018

Dünya Şampiyonası olmuştu. Şimdi oradaki oyuncular Amillîde oynuyor. İsviçre bu sistemi çok iyi oturtmuş. EURO 2008’de Türkiye’ye karşı İsviçre Millî Takımı’nın formasını giymiştin. Omaçta neler hissetti- ğini anlatır mısın? Sahaya giriş tünelinde bekliyordum. Tuncay Şanlı ve Volkan Demirel’le daha önce idmana çıkmıştım. Se- lamlaştık. Ben çok heyecanlıydım. Otelde yatarken bile insanların “Türkiye” tezahüratlarını duyuyor- dum. Bu tüylerimi ürpertiyordu. Tünelde çok heyecanlıydım. Tünele girince çok iyi bir yağmur başladı. Görüyordum. Sesi geliyordu. Kendi kendime, “Gözlerimi kapatacağım, yağmur gelene kadar gözlerimka- palı duracak ve sahaya çıkacağım. Sahaya çıkınca da unutacağımher şeyi ve işimi yapacağım” dedim. Ve böyle de oldu. Yağmur yüzüme gelince gözlerimi açtım. Çok iyi bir maç oldu. İsviçre’nin ardından İtalya ve İngiltere gibi iki büyük lig tecrübesi yaşamış bir oyuncu olarak Süper Lig’i nasıl değerlendiriyorsun? Böyle bir kıyaslamada buradaki futbolun kalitesini ve rekabeti nereye koyabiliriz? Bence oldukça gelişti Türkiye. Bunu görüyorsun zaten. Çok iyi yabancı- lar geldi. Kalite arttı. Geçen sezon Beşiktaş, bu sezon biz… Takımlar çok iyi. Sistemli bir ortama girersen ayak uyduruyorsun. Türkiye de bu sistemli ortamı oturtmaya başladı. Kalitesi çok arttı. Her takım iyi oynayabilir yurt dışında. Böyle kalması lâzımuzun vadede. Bağlantılı bir soru daha sorayım. TümTürkiye’yi geziyorsun ve stat- ları görüyorsun. Ülkemiz, EURO 2024 adaylığı için Almanya ile çekişiyor. EURO 2008’e ev sahipliği yapmış İsviçre’de yaşamış bir oyuncu olarak bu adaylık yarışında şansımızı nasıl değerlendiriyorsun? İnşallah EURO 2024’ü alırız. Bence stat anlamında çok iyi bir atılımvar. Bu çok önemli. En önemlisi stat ve tesisler. Böyle tesisler yapılınca her şey iyi olur. Tabiî ki kazandıktan sonra her şey çok değişecek. Kaza- nırsan her şey yapılacak. Çok daha hızlı yapılacak. İsviçre’de de böyle olmuştu. Mesela Brezilya’da hiçbir şey yoktu ama hemen yaptılar. Kariyerinin unutulmaz maçı ve unutulmaz golü hangisiydi? Çok güzel gollerimvar. Ama tabiî ki birincisi Napoli ile Chelsea’ye karşı oynadığımız maçtaydı. Didier Drogba gibi bir efsanenin olduğu bir takımla mücadele ettim. 2-0’dan 2-1 yaptım. Biz turu geçiyorduk; Chelsea’yi eliyorduk. Göğüsle alıp yarımvoleyle vurdum. Orada bütün Napoli gururlandı. O benim için önemli bir goldü. Yenildik ama Chelsea o sene Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. O gol benim için güzel ve önemli. Önder Çengel’le birlikte Fenerbah- çe’ye geldiğin günden beri seni hep sıfır numara saçlarla gördük. Bunun sebebi nedir? Beğeniyorum. Uzatmayı düşündünmü? Düşündüm ama saçlı halimi bilmi- yorumki (gülüyor). Güzel midir, değil midir bilemiyorum. 10 santim uzatıyordumbazen ama şekil almı- yordu saçlarım. Seviyorumher hafta saçımı kesmeyi. Kendimi böyle hazır hissediyorum. Kariyerinin bundan sonrası için ne planlıyorsun? Futbolu bıraktıktan sonra da futbolun içinde kalmayı düşünüyor musun? Kısa hedefimRusya’da düzenlene- cek 2018 Dünya Kupası’nda forma giyebilmek. İnşallah oynadığımda- kikalar göz önüne alınır ve hocam beni Rusya’ya çağırır. Çünkü bana şu an oynamadın diyemez. Artık düzenli olarak oynuyorum. Kısa he- defimkesinlikle İsviçre Millî Takımı ile Rusya’da olmak. Buna çok önem veriyorum. Bu beni çokmotive ediyor. Bütün çalışmalarımı bu doğ- rultuda yapıyorum. Kendime güve- niyorum. Artık çok tecrübeliyim. İsviçre Millî Takımı’nın kaptanlığını yapmış bir oyuncuyum. Neyin ne olduğunu iyi biliyorum. Tecrübemle Çünkü takımın başında kaldıkça daha iyi oldular. Bence omantalite var burada… Bu ortamda tabiî ki başkanımız Göksel Gümüşdağ ve onun ekibi sayesinde oluşuyor. Antrenörü rahat bırakıyorlar. Ortam çok profesyonel. Burada her sene daha iyi şeyler yapılır. Hoca çok açık… Oyuncuların tümüyle görüşüyor; video izliyoruz. Birçok oyuncunun istediği her şey burada var zaten. Bukadar yıldız oyuncuyubir arada tutmanınsebebi debuzatensanırım. Tabiî ki… Biz hocaya yardım edebili- riz. Tecrübeli oyuncularla görüşü- yor hoca sürekli. Öğrenmek istiyor. Nerelere gelebilir hepimiz göreceğiz. Avrupa’nın büyük takımlarını çalıştıracak kapasitesi var hocanın. İsviçre’nin genç millî takımlarında oynadıktan sonra 2006 yılında Türkiye adına U21 formasını giyi- yorsun. İskoçya’ya karşı bir defa oynadıktan sonra yeniden İsviç- re’ye dönüyorsun. Bu noktada neler yaşadın? Neden Amillî takım tercihinde Türkiye’yi değil İsviçre’yi seçtin? Anlatayım… Zürih’te oynarken Tür- kiye’nin formasını giymeyi çok is- tedimve çağrıldımda… Reha Kapsal Hoca çağırdı. Çok gururlandım. Tür- kiye için oynamayı çok istiyordum. Ben küçükken; Ümit Millî Takım’ı görebilmek için Sion’a kadar gitmiştim. 2.5 saat yolculuk yap- mıştımonları izlemek için… Çok gururlanmıştım. O formayı giymeyi çok istiyordum. Çağrıldımve eme- ğimin karşılığını almak istiyordum. İsviçre medyasına da “Türkiye için oynamak istiyorum” diye açıklama yaptım. Reha Hoca beni çağırdı. İskoçya maçında ikinci yarıda oyuna girdim. İlk defa forma giyen bir çocuk için bence performansım iyiydi. Bir daha oynamayı isterdim. Arkasından eleme maçları vardı ve omaçlarda oynasaydım iş bitmişti. Ama çağrılmadımbir daha. Önemli maçlara beni çağırmadılar. Bir yandan da İsviçre çağırıyordu sanırım seni… İsviçre, Türkiye’nin beni o önemli maçlara çağırmadığını duydu. Kobi Kuhn, Amillî takımın hocasıydı ve Zürih’te yaşıyordu. Bir baktımbizim idmanımıza geldi. Benimle özel bir görüşme yaptı. “BiliyorumTürkiye seni çağırmadı. Ama ben sana şans vereceğim. Seni kazanmak istiyo- rum. Seni Amillî takıma almak istiyorum” dedi. Çok şaşırdım. Müt- hişti. İçimden gururlandım. 2008 Avrupa Şampiyonası geliyordu ve İsviçre ev sahibi olduğu için orada olmak da garantiydi. Ben de kendi- sine düşüneceğimi söyledim. Dü- şündüm. İsviçre bana ne vermişti? Okulumu, futbolumu… Onlar bana ne verdiyse ben de onlara geri ver- mek istiyordum. Bugün evet Türki- ye’de oynamak isterdim. Ama o zaman değer verilmedi bana. Ben de üzüldüm tabiî ki. Böyle büyük bir şans gelirse ben de onun değerini bilirim. “Evet” dedim. Alındımve oynadım. 2008’de bir baktımkad- rodayım. O günden beri de hep oynuyorum. Türkiye’ye karşı da oynadım. Kısmet işte görüyorsun… İsviçre Millî Takımı’na baktığı- mızda çok sayıda göçmen oyuncu- nun forma giydiğini görüyoruz. Boşnaklar, Arnavutlar, Türkler, Latin Amerikalılar vs. Bu durum İsviçre’nin bilerek uyguladığı bir politika mı yoksa göçmen çocuk- ları kendilerini futbolla daha iyi ifade etmek ve hayata tutunabil- mek içinmi bu yolu tercih ediyor? Çok yabancı oyuncu var, evet. Ama onlar da benimgibi. Orada büyü- müş ve her şeyi görmüş. İsviçre de değer verme işini çok iyi yapıyor. Küçük yaştan itibaren oyuncunun arkasında duruyorlar. Mesela U17 36 37

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==