TamSaha 158. Sayı / Ocak 2018
kalmak beni çok üzüyordu. Bunu başkanımla paylaştım. Oynamak istediğimi ve yedekte kalmamın beni üzdüğünü söyledim. O da çok profesyonel bir şekilde bana ne yaparsamyapayımbundan rahat- sızlık duymayacağını belirtti. Bu benim için bir babanın, bir abinin yapacağı bir tavsiyeydi. Takımımla aramda bir sorun yaratmadan fesih işlemlerini gerçekleştirdik. İtal- ya’dan Atalanta takımına gitmek üzereyken Başakşehir’den Mesut başkan sayesinde bir teklif geldi. Başakşehir’in projesi bize çok profesyonel geldi. Ben yıllardır Avrupa’da oynayan bir futbolcu olarak böyle büyük projeleri olan bir takımın Türkiye’de olmasına hem şaşırdımhemde gurur duydum. Türkiye’de böyle bir takıma gitmem ve hayallerimi gerçekleştirmem artık hayal olarak kalmayacaktı. Ben Başakşehir’in bu profesyonel çalışmasıyla kısa süre içerisinde Türkiye’de 1 numara olacağına gönülden inanıyorum. Başakşehir’de birçok oyuncuyla röportaj yaptım. Hepsi senin anlattıklarını anlattı. Bu proje herkesi etkilemiş… Evet, kesinlikle doğrudur. Abdullah Hoca ile sistemde gelişmiş. Her şey çok profesyonelce. Avrupa mantali- tesini burada görebiliyorsun. Bence geçen sezondan daha iyi top oynu- yoruz. Geçen sene daha kompakt bir futbol vardı, bu sezon daha açık oynuyoruz. Topa daha çok sahip oluyoruz. Bumüthiş… Bizimgibi kaliteli oyuncularla bu arttı. Bence daha da geliştirebiliriz Başakşehir’i. Takım olarak, kulüp olarak daha da büyüyebiliriz. Başakşehir de Leicester gibi bir peri masalını gerçekleştirmeye çalışıyor. Sahip olduğu tesisler ve oyuncu kadrosu açısından baktığında Başakşehir’i Türk futbolu içinde nereye koyuyorsun? Şampiyonluk yarışındaki şansınızı ve rakiplerinizi nasıl değerlendiri- yorsun? Şampiyonluk kolay değil. Yani görü- yorsun, bir maç yeniyorsun ama di- ğerinde yenilince hemen arkandaki takımlar geliyor. En önemlisi hata- lardan ders almak ve pes etmemek. Sürekli çalışmak zorundayız. Hata- lara bakmalıyız. Her şeyimizi ortaya koymamız gerekiyor. Peri masalını gerçekleştirmek Başakşehir için çok da zor değil. Hedefler koymak ve onlara inanmak gerekir. Biz buna inanıyoruz ve hayallerimize ulaş- mak için çok çalışıyoruz. Clichy bana, “Adebayor öyle bir çalışıyor ki hepimiz bakıyoruz ve ağzımız açık kalıyor. O bu kadar çalışıyorsa bizim çalışmama gibi bir lüksümüz yok” demişti. Başakşehir de Adebayor’u öylesine almadı zaten… Düşünerek alıyorlar oyuncuları…Mantalitesi sağlamve doğru çalışan oyuncuları tercih ediyorlar. Beni ya da Clichy’yi bir günde almadılar. Hepimizi iyice in- celediler, özel yaşamlarımıza baktı- lar. Bence bu da doğru bir karar. Abdullah Avcı, aynı kulüpte uzun yıllar çalışmayı başaran ve her sezon üzerine koyarak ilerleyen bir teknik adam. Sen geçmişte çalıştığın teknik adamlarla kıyas- ladığında Abdullah Hocayla ilgili neler söylersin? Avcı’nın en ayırt edici özellikleri neler? Bence Abdullah Hoca çok iyi bir şey yapıyor. Antrenörler her sene değişirse takımbir yere varamaz. Büyük takımları yenmen gerekiyor. Bu kulüp de büyük olmaya başladı. Abdullah Hoca 2006’dan bu yana Millî Takım için verdiği ara dışında bu takımın başında… Onun da he- defleri var. Burada rahat çalışabili- yor. İngiltere’de meselaWenger, Ferguson uzun yıllar çalıştı. Neden? Çünkü takımı formda tutuyorlar. Kimse bana bir şey söyleyemez bu konuda… Demedi de… Burada çok gururluyum… Çünkü şampiyon- lukta payımvar. Sezonun sonunda Ranieri ile konuştuk. Bana; “Gördün, her şey çok zordu. Ben ne yapayım” dedi. Bugün düşünüyorum; hak- lıydı… Bana takım arayabileceğimi söyledi. Ben de menajerime realist bir liste yaptım. İstediğim takımları belirttim. 89 kez Amillî oldun yanılmıyorsam. Evet doğru. Şaşırdım… Sanki top oynayamıyorumgibi geldi… Ben menajerime hep baskı yaptım. Takımbulmasını istedim. Mayıs’tan Temmuz’a kadar hiçbir şey yoktu. Kutularla evde bekliyordum… Çok zordu… Bekle, idmana git. Ama benim iç motivasyonum çok iyiydi. Kendimi çok iyi hazırladım. PAF ta- kımla idmanlara çıkmaya başladım. PAF takımla çok sayıda maç oyna- dım. Manchester United’ın PAF ta- kımıyla oynadık. Her maça gittim ve kendimi öyle hazırladım. Çünkü başka bir takıma gideceğimi biliyordum. Ama bir türlü takım çıkmıyordu. Hatalı ve bencil strateji- lerinden dolayı menajerimle ayrıl- dım. 1.5 sene geçti. Artık kendi kararlarımı kendimveriyor ve gü- vendiğim insanlarla çalışıyorum. Başkanımız Fikret Orman’a eski menajerimden dolayı bir özür bor- cumvardı. Bunun için başkanımızla görüşme talep ettim. O da öyle güzel bir insan ki bunu kabul etti. Görüşmemiz esnasında başkanım bana geçmiş yıllarda beni takıma istediklerini fakat menajerimin buna sıcak bakmadığını söyledi. Bu da beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. “Evlat seni istiyoruz ama seninmenajerinin çalışma tarzı bize uygun değil. Ama sen Beşiktaş’ta olmak istersen bizim çocuğumuz- sun kapımız sana her zaman açık” dedi. Bu güzel davet beni düşündür- meden yıllardır hayal ettiğim ta- kıma adım atmamı sağladı. Son gün uçakla sabah 05.00’te İstanbul’a geldim. Hemen sağlık kontrolünden geçtim. Leicester belgeleri yolla- madı bir türlü. Strese girdimyine… Başka oyuncular transfer oldu, ben bir türlü olamadım. Akşam 19.30’da imza attımve Beşiktaşlı oldum. İstediğim takıma gelmiştim. Kü- çüklüğümden hayal ettiğim takım- daydım. İyi başladım. Gaziantep’le hazırlıkmaçı vardı. Kimse beni gör- memişti. İtalya’dan sonra Gökhan İnler 1 sene ne yapmıştı, kimse bil- miyordu. Ama Leicester’da PAF ta- kımla iyi hazırlanmıştım. Mental ve fiziksel olarak iyiydim. Kendimi gösterdimhocalara ve oynadım sonra. Akhisar maçına kadar iyiy- dim. Maç esnasında Akhisarlı bir futbolcu ayağıma bastı ve serçe parmağımkırıldı. Sonra iğnelerle uğraştım. 1-2 ay sakatlık yaşadım. Zor bir dönemdi. Yine de görevimi yüzde 100 yaptım. Karar her zaman antrenörün. O karar veriyor ve ben de saygı duyuyorum. Sonuçta şam- piyon olduk. Süperdi benim için. Beşiktaş’a geldimve hayal ettiğim takımda şampiyonluk yaşadım. Beşiktaş’ta şampiyonluk yaşamak muhteşembir duyguydu. Peki, ayrılık neden geldi? Başlangıçta forma şansı buluyor- dum ama sakatlanmamdan sonra bu durumdeğişti. Neden bilmiyo- rum, yedek kalmaya başladım. Söylediğimgibi oynamak, savaşçı ruhumbenimbir parçam. Yedek Türkiye’de bir vakıf kurdum. İnler Soccer Academy… Şu anda tesis bakıyoruz. Türkiye’de 80milyon insan var. Herkes, “Neden Millî Takım’a iyi oyuncu çıkmıyor?” diye soruyor. Bence küçüklerde başlıyor iş. Benimkariyerimle, tecrübemle fakir çocukları eğitmek istiyorum. İyilere vakıfla bir şans vermek istiyorum. “ 34 35 Hedefim 2018 Dünya Kupası’nda forma giyebilmek. İnşallah oynadığım dakikalar göz önüne alınır ve hocambeni Rusya’ya çağırır. Çünkü bana şu an oynamadın diyemez. Kendime güveniyorum. Artık çok tecrübeliyim. İsviçre Millî Takımı’nın kaptanlığını yapmış bir oyuncuyum. Tecrübemle takımıma faydam dokunacaktır. “
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==