Page 72-73 - TamSaha 122. Sayı

Basic HTML Version

72
TamSaha
nâm-› diğer Buduri.
Bugün y›ld›zlar ondan tarafta olsa gerek, aniden yük-
lendi Macar kalesine… şaş›ran Macarlar derhal d›şa-
r› att› topu. Çekilen korneri yine Buduri kafa ile içeri
atmak istediyse de direği yalad› meşin yuvarlak…
Seyircinin keyfi yerine geldi. Soldan Büyük Fikret,
sağ içten de Buduri hallaç pamuğu gibi at›yordu Ma-
car müdafaas›n›. Otuz dakika böyle geçti. Top kâh o
kalede kâh bizim kalede göründü…
Derken tecrübe konuştu tabiî… Sarosi kardeşlerin
ufağ› z›mba gibi bir frikik çekti bizim kaleye... Be-
la’n›n att›ğ› golle şöyle bir salland› Taksim Stad›’n›n
tahtadan mamûl tribünleri…
Neyse ki; bir müddet sonra, Fikret Ar›can, Melih’ten
ald›ğ› pasla ve o kendine has s›yr›l›ş› ile zaviyeden
soktu topu Macarlar›n kalesine… şimdi durum 1-1.
Akabinde morali yerine gelen tak›m›n en büyük
uzuvlar›ndan şeref Bey güzel bir vuruş ile şaş›ran Ma-
carlar› iyice şaş›rtt›: 2-1.
Fakat Macarlar iyi tak›m. Saruşi’nin pas› ile derhal
beraberliği sağlad›lar. ‹lk yar›n›n sonuna doğru ise
şoktan iyice kurtulan misafirlerimiz son noktay› koy-
du ve ilk devreyi 2-3 önde kapad›lar…
Devre aras›nda hem bizimkiler hem de meşhur Ma-
car y›ld›zlar› istirahat edip, limonlar›n› yedikten son-
ra Hakem Adnan Ak›n Bey’in düdüğü ile orta nokta-
ya geldiler. Maç› sahan›n kenar›ndaki sandalyelerden
izleyen şansl›lar, Buduri ile Fikret’in k›p›r k›p›r oldu-
ğunu gayet rahat görebiliyorlard›…
Maç başlad›ğ›nda ise bu vaziyet aleni bir surette his-
sedildi. Buduri öyle iş-
tahl›yd› ki; 60. dakika-
da topla beraber kale-
ye girdi. Adeta kendisi
de ikinci bir gol oldu.
Beş dakika sonra bu-
gün pek de iyi bir gü-
nünde olmayan Melih
Kotanca, yerini Hak-
k›’ya terk etti… Baba
Hakk› merkez muha-
cim mevkiinde derhal
vaziyet ald›…
Feyzi’nin yerine oyu-
na giren Esat Kaner’in
tak›ma bir ahenk getir-
diğini gördü izleyen-
ler. Salahaddin, Fikret,
Esat ve Buduri öyle
güzel paslaşt›lar ki; Sa-
lahaddin, ayağ›na ka-
dar gelen topu derhal
yak›n mesafeden Ma-
car kalesine havale et-
ti. şimdi durum 4-3…
Bu âhenk maç sonuna kadar devam etti. Son dakika-
larda Buduri’nin enfes pas›yla gayrete gelen Salahad-
din Bey mermi gibi bir şutla neticeyi ilân etti: ‹stan-
bul Muhteliti: 5 - Ferencvaroş: 3.
Bu galibiyet memleketin spor matbuat›nda hakk›
olan şöhreti buldu. Bas›nda Macarlara karş› al›nan bu
galibiyet son derece mühim karş›land› ve galibiyetin
mimarlar› Galatasarayl› Buduri ile Fenerbahçeli Bü-
yük Fikret en fazla övgüyü alan oyuncular oldu. Öy-
le ki, müsabakadan sonra konuşan Ferencvaroş kap-
tan› György Sarosi gazetecilere, “Hayat›mda ilk kez
kendimi aciz hissettim, bu muhteşem ikilinizin karş›-
s›nda hiçbir şey yapamaz duruma düştüm. Bu iki fut-
bolcunuz da Avrupa Karmas›’nda rahatça oynayabi-
lirler...” demekten kendini alamad›…
Bu maçtan k›sa bir süre sonra Buduri yirmi yaş›na gel-
diği gün askere çağr›ld›. Birliği Kilyos’tayd›. Bir müd-
det geçtikten sonra takvimler 8 Aral›k 1940 tarihini
gösterdiğinde, Galatasaray’›n Beyoğluspor ile mühim
bir lig maç› geldi çatt›. Galatasarayl› idareciler birli-
ğinden izin alarak Buduri’yi maça getirttiler. Genç
oyuncu geldi ve oynad›. Oldukça soğuk bir havada
oynanan maçta, bitime yak›n kar yağmaya başlad›.
Müsabaka bittiğinde herkes evinin yolunu tutmuştu.
O da söz verdiği üzere birliğine, Kilyos’a dönmek is-
tedi. O dönemin şartlar›nda araç bulamad› genç
oyuncu. Bu yüzden de başlad› yürümeye. Müsabaka-
n›n oynand›ğ› şeref Stadyumu’ndan, trene bineceği
Sirkeci’ye uzun bir yol vard›. ‹ncecik üstüyle tipiye
yakaland›. Yürüyeme-
yecek kadar yorulmuş
ve üşümüştü. Donmak
üzere buldular onu.
Hemen hastaneye kal-
d›rd›lar. Lâkin çok geç
kal›nm›şt›. Hastanede-
ki çabalar sonuç ver-
medi. Birkaç gün sonra
Buduri’nin o incecik
cans›z bedenini morga
kald›rd›lar. Güzel yü-
rek sönüp gitmişti.
Bir zamanlar bu top-
raklarda Buduri na-
m›nda gencecik bir fi-
liz yaşad›. Ölümü her-
kesi perişan etti, en
fazla da Galatasarayl›-
lar›... Hatta onlardan
biri arkas›ndan şöyle
dedi: “Getirmesini bil-
dik de, göndermesini
beceremedik...”
Aleksandr Nikola Büyükvafiadis
(Buduri) “‹ncecik bedeni bir
yay gibi gerilir, zarif bir
biçimde esnerdi...”