Page 50-51 - TamSaha 122. Sayı

Basic HTML Version

50
TamSaha
Atletico Madrid’in efsanevi bir performans ortaya koya-
rak şampiyonluğa uzandığı geçen sezonun sonrasında
bu yıl La Liga yeniden fabrika ayarlarına dönmüşe ben-
ziyor. Real Madrid ile Barcelona yeniden ilk iki sırayı
paylaşmakta ve Ronaldo-Messi rekabeti de tüm hızıyla
sürmekte. Tabiî bu sezon Real Madrid ile Ronaldo’nun
işi biraz abartmaya başladığını da söyleyebiliriz. Beyaz
Şimşekler oynadıkları 15 maçta 39 puan toplarken rakip
filelere tam 55 gol gönderdi. Bu gollerin 25’indeyse
Cristiano Ronaldo’nun imzası vardı. Real’in ve Ronal-
do’nun bu ortalamayla devam etmeleri hâlinde sezon
sonunda sırasıyla 139 ve 63 gole ulaşabilecekleri üzeri-
ne kısa bir hesap yapılması bile şu ana kadar ne denli
anormal bir performans ortaya koyduklarının en net
özeti. İlk üç maçta, biri iç sahada Atletico Madrid karşı-
sında olmak üzere iki mağlubiyet alan Real Madrid’in
sonraki 11 maçın hepsini kazanması ve bu 11 maçta at-
tığı 50 golle de maç başına 4.55’lik gol ortalaması tut-
turması da takımın form durumuyla ilgili bir başka akıl
almaz istatistik…
Barcelona ise Real Madrid’in aksine lige çok iyi başla-
mıştı ve ilk sekiz maçta 22 puan alırken kalesinde tek
bir gol dahi görmemişti. Ancak dokuzuncu haftada
deplasmanda Real Madrid’e 3-1’le boyun eğdiler ve
sonrasında da içerde Celta Vigo önünde şok bir mağ-
lubiyet alarak yarışta ezeli rakiplerinin bir anda geri-
sinde kaldılar. Sonraki altı maçta 16 puan alarak yeni-
den toparlandılarsa da bu dönemde Real Madrid’in
her maçını kazanması, farkı biraz daha açtı. Şu an Bar-
celona tabelada Real’in sadece bir puan gerisinde gö-
zükse de başkent ekibinin bir maçının eksik olduğunu
da unutmamak lâzım. Barcelona’nın süperstarı Messi
ise geçen sene sakatlıklar nedeniyle La Liga’da gol re-
korları kıramamıştı belki ama bu sezon haftalar ilerle-
dikçe gitgide eski özlenen görüntüsüne dönüyor. Ligde
16 maçta 15 gol atan Messi, buna karşın Ronaldo’nun
akıl dışı bir gol sayısına ulaşması nedeniyle biraz göl-
gede kaldı.
Son şampiyon Atletico Madrid ise doğrusunu söylemek
gerekirse geçen seneki performansından biraz geride
kalmış durumda. Geçen yıl 38 maçta 77 gol atıp 90 pu-
an toplayan Atletico maç başına 2.02 gol ve 2.37 puan
ortalaması elde etmişti. Bu sezondaysa Atletico şu ana
kadar 16 maçta 31 kez rakip fileleri sarsıp 35 puan ka-
zandı. Bu da maç başına 1.94 gol ve 2.19 puan ortala-
masına tekabül ediyor. Atılan gol açısından olmasa da
toplanan puan bakımından kritik bir düşüş söz konusu.
Hele ki Real Madrid ile Barcelona’nın geçen yıla göre
vites attırmış olduğu da hesaba katılırsa.
Zirvedeki bu üç takımın ardındansa 31 puanlı Valencia
ile 30’ar puanlı Villarreal, Sevilla, Malaga üçlüsü geli-
yor. Sevilla’nın da Real Madrid’le oynayacağı eksik bir
maçının olduğunu belirtelim. Bu grubun ardındansa 10
puanlık bir boşluk bulunuyor. Öyle ki, sekizinci sırada-
ki Celta Vigo’nun sadece 20 puanı var. Bu da İspanya’yı
önümüzdeki yıl Avrupa kupalarında hangi takımların
temsil edeceğinin neredeyse şimdiden belli olduğu şek-
linde yorumlanabilir. Düşme hattındaki Elche’nin 10,
Cordoba’nın 11 ve Granada’nın da 13 puanı olduğu
göz önüne alındığında, ligde sekizinci sıradaki takımın
dahi düşme ihtimalinin bulunduğuysa bir başka gerçek.
La Liga’nın ikinci devresinde görünen o ki Real Madrid
ile Barcelona arasında kıyasıya bir şampiyonluk yarışı
yaşanacak ve bu da önce Ronaldo-Messi rekabetine,
sonra da çeşitli gol rekorlarına yansıyacak. Atletico
Madrid’in bu ikiliyi kovalamakta ne kadar direnç göste-
receği meçhul belki ama kırmızı-beyazlılar ligde üçün-
cülüğe razı olmaları durumunda bunu Şampiyonlar Li-
gi’nde ilerleme adına bir avantaja da çevirebilir. Kim bi-
lir, belki de Atletico’nun geçen sezon yarım bıraktığı işi
tamamlaması bu şekilde olacak; tabiî bu da apayrı bir
yazı konusu…
La Liga
Fabrika ayarlar›na dönüş
Bundesliga’yı takip edenler artık Bayern 34 maçın
34’ünü bile kazansa şaşırmayacak noktaya geldi. İki
sene önce 91, geçen sezon da 90 puan toplayan ve
her iki sezonda da 29’ar galibiyet elde eden Bayern,
bu sezon da bu çizgisini koruyacağa benziyor. Bav-
yera ekibi, ligin ilk yarısında 17 maçın 14’ünü kaza-
nıp 45 puan toplarken hiç yenilmedi ve rakip filelere
gönderdiği 41 golün karşılığında kendi kalesinde sa-
dece dört gol gördü. Bayern kendi evinde oynadığı
dokuz maçı da kazanırken puan kayıplarını deplas-
man maçlarında Schalke, Hamburg ve Möncheng-
ladbach’la berabere kalarak yaptı.
Bayern’in bu performansı, kendilerinden başka ligde
iyi giden takımlar olması durumunda onlara da bir
nevi haksızlık edilmesine yol açıyor diyebiliriz. Ör-
neğin bu sezon ligin ilk yarısını 34 puanla kapatan
Wolfsburg. Yeşil-beyazlılar 2009’da şampiyon ol-
duklarında 34 maçta 69 puan elde etmişti ve bu se-
zon da tam olarak altı yıl evvel şampiyonluğu getiren
puan ortalamasını tutturmuş durumda. Ancak ligin
ikinci yarısındaki tüm maçlarını kazansalar bile şam-
piyon olmaları pek mümkün değil zira Bayern’in şim-
diden 11 puan gerisindeler.
Bundesliga’da, hatta Avrupa’nın önde gelen tüm lig-
leri içinde sezonun şu ana kadarki en akıl almaz ge-
lişmesiyse, Dort-
mund’un ligin dibi-
ne saplanıp kalması
oldu. Bayern seriye
bağlamadan önceki
iki sezonda ligde
şampiyonluk yaşa-
yan, iki yıl evvel de
Şampiyonlar
Li-
gi’nde final oynayan
sarı-siyahlılar bu se-
zon ne olduysa lig-
de bir türlü bellerini
doğrultamadı ve 17
maçta sadece 15
puan alabilmeleri
neticesinde de son
sıradaki Freiburg’un
sadece
averajla
önünde yer alıyor.
Sezona üç maçta al-
tı puan alarak makul
sayılabilecek bir giriş yapan Dortmund ondan sonra
adeta kontak kapattı ve yedi maçta sadece tek bir pu-
an elde edebildi.
İşin garibi, Dortmund bu maçların birçoğunda rakip-
lerine karşı daha üstün oynamış ve daha fazla gol po-
zisyonuna girmişti fakat Lewandowski’nin gidişinden
sonra kadroya katılan Ramos ve Immobile gibi golcü-
lerin bir türlü beklenen etkiyi gösterememesi nede-
niyle bu gol pozisyonlarından da istenen verim alına-
mıyordu. Zaten söz konusu yedi maçlık felakette ta-
kım sadece beş gol atabilmişti ve bu beş golün ikisi
Immobile’den gelirken Ramos’tan hiç ses çıkmamış-
tı. İşin daha da tuhafı, yedi maçlık seriyi bitiren
Mönchengladbach galibiyetinde Dortmund’un önce-
ki maçlarındaki kadar oynamaması ve maçı Cra-
mer’in 40 metreden kendi kalesine attığı mantık dışı
bir golle kazanmasıydı. Sarı-siyahlılar sonrasında azı-
cık toparlar gibi olduysa da son üç hafta, küme düş-
memeye oynayan diğer iki takıma, Hertha Berlin ve
Werder Bremen’e kaybetmeleri onları iyice ateşe at-
tı. Şampiyonun şimdiden belli olduğu Bundesliga’da
artık herkesin en çok merak ettiği konu, Dort-
mund’un bu kötü gidişinin ne kadar daha devam
edeceği ve sarı-siyahlıların iki yıl içinde Şampiyonlar
Ligi finalinden ikinci lig seviyesine inip inmeyeceği.
Bundesliga
Bayern tahakkümü
TamSaha
51