Page 52-53 - TAMSAHA 120

Basic HTML Version

arih 28 May›s 1997. Borussia Dortmund, 20 ya-
ş›ndaki Lars Ricken’in golüyle Juventus önünde
şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazan›yordu.
‹talyan devi önünde büyük bir zafer kazanan
Dortmund, ilerleyen y›llarda bu başar›n›n deva-
m›n› getiremedi ve al›nan bir dizi yanl›ş karar
sonras› ekonomik krizlerle boğuşmaya başlad›.
2003-2004 sezonu geldiğinde nere-
deyse iflâs›n eşiğine gelen kulüp, ye-
niden yap›lanmaya başlad› ve 2008
y›l›nda teknik direktörlüğe getirilen
Jürgen Klopp’la son ad›m at›lm›ş ol-
du. O günden sonra da Dortmund’un
talihi değişmeye başlad›. Asl›nda şe-
hir bir teknik direktörden fazlas›na
sahip olmuş oldu. Klopp’un önderli-
ğinde art arda iki sezon şampiyonlu-
ğun yan› s›ra şampiyonlar Ligi’nde fi-
nal görüldü. Transfere ayr›lan k›s›tl›
bütçelerle yola ç›k›lmas›na rağmen
her sezon üstüne koyarak devam
eden Dortmund, Klopp’un cesur ka-
rarlar› ve oyun tarz›yla gönülleri fet-
hetmeyi başard›.
Sahada yüksek mücadeleye dayal› bir
tak›m yaratan Klopp, asl›nda son dönemlerde dö-
nüşüm geçiren futbolun, geliştirdiği oyun tarz›yla
bu yöndeki öncülerinden biri oldu. Mourin-
ho’nun benimsediği “topu rakibe b›rak, yap›lan
bask›yla topu kazan, bir an önce kaleye in” felse-
fesini başka bir boyuta taş›d› ve izleyenleri heye-
canland›ran, ilerde bask›ya dayal›, h›zl›, mücade-
52
TamSaha
le gücü yüksek ve seyre büyük katk› sağlayan oyun
tarz›n› ortaya ç›karm›ş oldu. Bu da tak›m›n koşu
mesafelerine yans›m›ş durumda. şampiyonlar Li-
gi’nde final oynad›klar› sene ortalama koşu mesa-
felerinde Dortmund ilk s›ralarda yer alan tak›mlar-
dan biriydi. Bu konuda zirve yapan tak›mlardan bir
diğeri de Simeone’nin Atletico’su.
Geçtiğimiz sezon ezeli rakibi Real Madrid ile şam-
piyonlar Ligi finalinde bir araya gelen başkentin di-
ğer temsilcisi, ortaya koyduğu futbolla tarafl› taraf-
s›z herkesin gönlünü fethetti.
TamSaha
53
T
Jürgen Klopp - Diego Simeone - Slaven Bilic
Mustafa Koç
Oyunun
b›çk›n
delikanl›lar›
Korkusuz, gözü pek, yürekli, cesur... B›çk›n
dendi inde akla gelen ilk kavramlar bunlar.
Bu üç futbol adam› kimilerine göre bu ekilde
görülmese de son dönem Avrupa futbolunda
saha içi ve saha d› › performanslar›yla
adlar›ndan sürekli söz ettiriyor.
Yapt›ğ› yüksek bedelli transferlere rağmen hiçbir ba-
şar› yakalayamayan Atletico Madrid, 2011-2012
sezonu ortas›nda Gregorio Manzano’nun görevine
son vererek y›llarca bu formay› terleten Arjantinli
Diego Simeone’yi tak›m›n baş›na getirdi. Gelir gel-
mez tak›ma kendi enerjisini yans›tan Arjantinli, se-
zon sonunda UEFA Avrupa Ligi’ni ve UEFA Süper
Kupa’y› kazanarak harika bir başlang›ç yapt›. Eldeki
potansiyele rağmen bir türlü istenen performans›
sergileyemeyen tak›ma adeta ruhunu katt›. Oyuncu
iken sahada var›n› yoğunu ortaya koyan, mücadele-
ci yap›s› ile dikkat çeken Simeone, tak›m›na da ay-
n› karakteri kazand›rm›şt›. Klopp gibi o da önde bas-
k› yapan, kazand›ğ› toplarla h›zl› hücuma ç›kan he-
yecan verici bir tak›m oluşturdu. Elindeki kadrodan
en yüksek performans› almay› başaran Simeone, bir
sonraki sezonun taraftarlar için rüya gibi geçmesine
olanak sağlad›. Tak›m, en önemli oyuncusu Falca-
o’yu kaybetmesine rağmen sezon sonunda hem La
Liga’da şampiyonluk yaşad› hem de şampiyonlar Li-
gi’nde finale ulaşmay› başard›. Dramatik bir sona
sahne olan finalde ezeli rakibi Real Madrid’e kay-
betse de tak›m› sezon boyunca gösterdiği perfor-
mansla gönüllerde taht kurmay› bilmişti.
Klopp gibi o da saha kenar›nda heyecan›n› saklaya-
mayan bir yap›ya sahip. Kulübede kendine ayr›lan
bölgede bir an olsun yerinde duramayan teknik
adam bu konuda s›k›nt›lar da yaşad›. Zaman zaman
heyecan›na ve agresifliğine yenik düşüp saha kena-
r›nda tak›m›n› yaln›z b›rakmak zorunda kald›. Klopp
da ayn› problemi yaşayanlardand›. Tak›m›n karakte-
rine kazand›rd›ğ› coşku zaten kendi hayat tarz›yd›
ve bu engelleyebileceği bir durum de-
ğildi. Özellikle geçtiğimiz sezon şampi-
yonlar Ligi’nde oynad›klar› deplasman-
daki Napoli maç›nda yard›mc› hakeme
aş›r› tepkisi, kendini tribünde bulmas›na
yol açm›şt›. Daha sonra yapt›ğ› aç›kla-
malarda bu durumdan pişman olduğu-
nu söyleyen Alman teknik adam, aş›r›
tepki verdiğini ve heyecan›na yenik düş-
tüğünü dile getirmişti.
Bilic de ruhunu yans›tanlardan
Asl›nda saha kenar›nda size yön veren
teknik adam›n sahip olduğu heyecan,
saha içinde oyunun as›l kahramanlar›n›
da etkiliyordu. Sahip olduklar› bu ruh
tak›m›n oyun karakterini de birebir yan-