Page 30-31 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Dünya futbolunun bugün geldiği
noktayı nasıl görüyorsunuz?
Sıkça “günümüz futbolu şöyle”,
“günümüz futbolu böyle” diyoruz,
ama bu günümüz futbolunun ne ma-
tah bir şey olduğunu şu anda ölçme-
miz çok zor tabii. Kanaatim, dünya fut-
bolunun en iyi dönemlerinden birini
yaşamadığı yönünde. Sporcular atlet,
takımlar çok koşuyor ama kalite 80’le-
rin sonu/90’ların başına göre aşağıda.
Hele de 2000’lerin başındaki Chelsea/
Yunanistan rüzgarı sürseydi, bugün
futbolun en kara çağını yaşıyor olur-
duk. Bugün iyi futbol izleyebiliyorsak
Barcelona ve İspanya Milli Takımı’na
dua etmemiz gerek. Çünkü onlar ol-
masaydı bugün herkes Mourinho’nun
Chelsea’sine ve Rehhagel’in Yunanis-
tan’ına özenecekti.
Son dönemde üst düzey organizas-
yonlarda çok gollü maçlar izliyoruz.
Bu durum bir değişimin göstergesi
mi?
Sanırım bunun nedeni biraz
Barcelona’ya ve İspanya’ya öykün-
me. Devir iletişim devri. Dünyadaki
bütün genç futbolcular ve genç ho-
calar La Liga’yı izliyorlar. Yastığa baş-
larını koyduklarında hemen hepsinin
rüyalarına Xavi gibi oyunun yönünü
değiştirmek, Messi gibi çalım atmak
ya da Guardiola gibi üçlü savunmaya
dönmek giriyor. Herkesin elinde aynı
malzeme olmayınca da ortaya çok gol
atan ama aynı zamanda da çok gol
yiyen takımlar çıkıyor. Sanırım bu da
şikayet edilebilecek bir şey değil.
Günümüzde hangi özelliklere sahip
oyuncular fark yaratıyor?
70’ler-80’ler on numaraların dev-
riydi. 90’lar santrforların. 2000’lerde
işi orta sahalar çözüyor. Her takımın
düzeyini göbekteki adamı belirliyor.
Merkezdeki adamın beline bir halat
bağlı gibi, o halatın 10 ucu, kalan 10
takım arkadaşına bağlı. Merkezdeki
adam ileri giderse takımını ileri ta-
şıyor. Kalırsa takım da kalıyor. Dola-
yısıyla 2000’lerin önemli oyuncuları
Xaviler, Iniestalar, Pirlolar, Schweins-
teigerler oluyor. İki yönlü (ecnebi
deyimiyle box to box) oynayabilen
adamlar. Hem teknik, hem kuvvetli.
Almanya, Brezilya, Arjantin gibi fut-
bolda her daim söz sahibi ülkelerin
yanında yakın gelecekte hangi ülke-
ler çıkış yapabilir?
2000’lerin takımlarının anahtar
özelliği “DENGELİ” olmaları. Dengeli
yetenekteler. Dengeli fizik kalitede-
ler. Dengeli akıldalar. Tabii ki bu bir
avantaj. Ama bazen de farkı, o denge-
yi bozacak değişik adamlar yaratıyor.
“Dengesiz adamlar” yani. Avrupa’da
yetişmiş Türkler, bu dengesizliğe sa-
hip. Meksika sınırından geçen Ame-
rikalılar da. Avrupa disiplini görmüş
Afrikalılar da. Gelecekte Amerikalılar,
Türkler ve Fildişi gibi Afrika ülkelerinin
çıkış yapabileceğini düşünüyorum.
Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı U20
Dünya Kupası özellikle scouting anla-
mında ne gibi fırsatlar içeriyor?
Euro 2012’de 17 yaşındaki Wil-
lems Hollanda’da direkt oynadı. 18’lik
Oxlade-Chamberlain’in İngiltere’deki
önemi ortada. Bu turnuva global genç-
lik şampiyonalarının en büyüğü. Ve bu
turnuvada onlarca Harbuzi, onlarca
Isaac Promise sahneye çıkacak. Şöyle
bir örnek vereyim: 2006’da düzenle-
nen U21 Avrupa Şampiyonası’nda oy-
nayan 10’un üstünde oyuncu şu anda
Süper Lig’de: Quaresma, Almeida,
Fernandes, Medunjanin, Stepanov,
Krasiç, Fathi, Hilbert, Meireles, Tosiç,
Aissati vs. Bunları yıldız olduktan son-
ra değil de önce almak da mümkündü
tabii. İşte bu U20 turnuvası bu tarz bir
fırsat.
Hangi oyun sistemi, hangi ülkenin
futbolu sizi daha çok etkiliyor?
Bana göre en iyi sistem, sahaya en
iyi 11 adamı çıkarabilen sistemdir. Şu
anda o konuda en başarılı hoca Cesa-
re Prandelli. Maçtan maça veya mü-
sabaka içinde sistem değiştirip bütün
iyi oyuncularını içeride tutmayı başa-
rabiliyor. Demode olduğu düşünülen
üçlü savunmayı da, 4-3-1-2’yi de Euro
2012’de mükemmel uyguladılar. Ben-
ce şu anda dünyanın en iyisi o.
Bir spor yazarı olarak nasıl maç izli-
yorsunuz. Gözlemlediğiniz farklı nok-
talar var mı?
Benim için en güzel maç seyretme
şekli, (imkan varsa) önümde monitör
varken statta izleyebilme. Hem yerin-
de izlemenin, hem tv’den görmenin
avantajları bir arada. Elimde muhak-
kak bir kağıt kalem olur. Önce diziliş-
leri çözmeye çalışırım, maç içinde de-
ğişim olursa muhakkak kaydederim.
Duran topta savunmacılara bakarım.
Çünkü bir takımın önceden ne çalış-
tığını en çok oyun dururken anlayabi-
liyorsunuz. Maç öncesi ısınmalar da
tabii enteresan olabiliyor. 5 yıl önce
Tottenham takımının İnönü’deki ısın-
masını görünce o maçı kazanacakları-
nı anlamıştım!
Soru-Cevap: “Uğur Meleke”
Bundan böyle her sayıda medyadan bir ismin dünya ve Türk futbolu ile ilgili görüşlerine, göz-
lemlerine yer vereceğiz. İlk konuğumuz başarılı spor yazarı ve yorumcu Uğur Meleke.
Alan şekilde görüldüğü gibi belirlenir. İki kale orta sahada zıt yönde konumlandırılır, kalesini savunan takım topu ka-
zandığında diğer yarı sahaya geçerek rakibinin kalesine hücum etmek zorundadır. 6:6 oynanan oyunda 6 joker oyuncu
bulunur, her iki takım da bu joker oyuncuları kullanabilir. Joker oyuncu pas aldığı takıma oynamalıdır. Belirlenen süre
sonrasında joker oyuncular ile mağlup olan takım değiştirilir veya eşit sürede tüm takımlar birbiri ile oynar.
Dikkat edilecek noktalar:
• Topa sahip olmanın önemi üzerinde durulmalıdır.
• Topa sahip olunduğunda takım olarak diğer yarı sahaya çok çabuk çıkılmalıdır.
Altı pas çizgileri arasındaki alan belirlenir, oyun bir yarı sahada 10:9 oynanırken, eksik takımdaki oyuncu diğer yarı sa-
hanın ceza sahası içerisinde yerini alır ve takımı topu kazandığında kendisine oynamasını bekler. Eksik olan takım topu
kazanır kazanmaz diğer yarı sahadaki takım arkadaşına topu aktarır ve tüm oyuncular o yarı sahaya geçer. Topu kay-
beden takımdan bir oyuncu topu kaybettikleri alanda bulunan ceza sahası içerisinde yerini alır, takımının topu kazanıp
kendisine oynamasını bekler.
Dikkat edilecek noktalar:
• Topa sahip olmanın önemi üzerinde durulmalıdır.
• Top kazanıldığında çok çabuk hücuma çıkılmalıdır.
6:6 + 6 jokerli oyun
10:(9+1) kalesiz ve kalecisiz oyun
5m
5m
Futbol Gelişim
28
29
Futbol Gelişim