Futbol Gelişim Sayı 12

5 FUTBOL GELİŞİM / EĞİTİM tarafından sağlanmamasının da etkisi büyüktür. Ne yazık ki kısa vadede başarı beklentisi teknik direktörleri de daha statükocu bir anlayışa itmektedir. Yeniliklerin hayata geçirebilmesi için teknik direktörün özsaygı ve özgüveninin yüksek olması gerekir. Özsaygı, bir kimsenin kendini önemli değerli ve başarılı olarak algılamasıyla ilgili iken; özgüven değişik durumlarda gerekli hamleleri yaparak başarıya ulaşma inancına sahip olmak şeklinde tanımlanmaktadır. Teknik direktörün yaratıcılığının geliştirilmesi ve yeniliklerinin desteklenmesi noktasında teknik ekipteki diğer kişilerin de sorumluluk alması gerekir. Bu kişilerin kendi pozisyonlarını koruma çabasıyla teknik direktörün her yaptığını onaylar tavır takındığı veya teknik direktöre hiçbir katkı sağlamadığı sıkça görülmektedir. Bu noktada teknik direktörün de kendi ekibinde yaratıcılığı ve yenilikçiliği cesaretlendirici bir tavır sergilemesi gerekmektedir. Teknik ekipte yer alan isimlerin, teknik direktörün geçmişte birlikte futbol oynadığı ve güvendiği takım arkadaşları olmaktan çok daha öte özellikler taşıması gerektiği artık açıkça görülmektedir. Bu ihtiyaçla birlikte teknik ekiplerde daha genç, konusunda uzman, gelişime açık antrenörlerin görev almaya başladığı görülmektedir. Yenilik yapmak isteyen bir teknik direktörün, bu yenilikleri ne şekilde yapabileceği konusuna farklı şekillerde cevap bulunabilir. • Benzeri olmayan, gerçek anlamda yeni uygulamalar: Bu tip yenilikler için teknik direktörün yaratıcılık yönünün çok güçlü olması gerekir. En zor yenilik tipi aslında budur. Radikal değişim yaratan ve başarıya ulaşan bu tip yenilikler, teknik direktörleri diğerlerinden farklılaştırarak markalaşmasına ve takip edilmesine yol açacaktır. Herbert Chapman’ın WMdizilişi bu tip yeniliğin en çarpıcı örneklerinden biridir. Futbolda ofsayt kuralının gelmesiyle birlikte Arsenal teknik direktörü Herbert Chapman, orta saha oyuncularından birini stoper mevkiine çekmiş, iki orta saha oyuncusunu da defansif olarak hücumu destekleyecek şekilde konumlandırmıştır. Bu yeni diziliş uzun yıllar boyunca hem Arsenal’i başarıya taşımış hem de diğer 1.Lig (Şimdiki Premier Lig) takımları tarafından da kabul görmüştür. • Dünyada uygulanan ancak ülke için yeni uygulamalar : Bu tip yenilikler için teknik direktörün dünya futbolunu yakından takip etmesi gerekir. Bu noktada yabancı dil bilmek çok önemli bir ihtiyaçtır. İnternet siteleri, sanal kütüphaneler, dijital yayınlar, sosyal medya gibi mecraların ortaya çıkışı dünyadaki gelişmeleri takip etme noktasında büyük kolaylıklar sağlamıştır. Önemli olan teknik direktörün bilgiye ne şekilde ulaşacağını bilmesi, bilgiyi doğru biçimde özümseyip uygulamaya geçirebilmesidir. Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası finalleri bu tip yenilikler için önemli birer sahne niteliği taşımaktadır. Her final sonrasında yapılan teknik analizler teknik direktörleri bu yenilikleri uygulama yoluna itmektedir. • Takım için yeni uygulamalar: Hem yakın hemde uzak çevrede örneklerine rastlanan ancak bir sebeple takımda şimdiye kadar uygulanmamış olan şeyler de yenilik olarak değerlendirilebilir. Bu noktada teknik direktörün çevredeki gelişmeleri takip edip uygun ortamı yaratarak takım üzerinde hayata geçirmesi gerekir. Teknik direktörün gücü ve cesareti bu tip yenilikler için gereken öncelikli özelliklerdir. İlk iki yenilik tipine göre nispeten daha kolay olan bu yenilik tipinin teknik direktörün kulübünde yer edinmesini sağlayıcı pozitif etkileri kısa sürede fark edilecektir. Yeniliklerin her zaman yenilik olarak kalmayacağını da unutmamak gerekir. Yukarıda örneğini verdiğimiz WMdizilişi o dönem için büyük bir yenilik iken bugün geçerliliğini yitirmiştir. Her alanda olduğu gibi yenilikler günümüzde çabuk yayılmakta, kopyalanmakta ve tüketilmektedir. Bu hızlı döngüye ayak uydurabilmek için yaratıcılığın ve yenilikçiliğin bir seferlik başarı olarak görülmeyip arayışın sürekli hale getirilmesi gerekir. Bu elbette hiç kolay bir iş değildir. Futbola yenilikçilik ve yaratıcılık dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Marcelo Bielsa’nın şu sözü aslında konuyu çok net özetmektedir. “Yeni fikirlerle gelen bir adam başarana kadar deli olarak görülür” - Marcelo Bielsa