Futbol Gelişim Sayı 11

78 FUTBOL GELİŞİM / EĞİTİM ACI Dokuz ay boyunca her gün, Gündo- ğan acıyı bekledi; her sabah yataktan günün acı getireceğini, eğer iyileş- mek istiyorsa acı getirmesi gerek- tiğini bilerek kalktı; yaptığı her şey, Baldwin’le spor salonunda yaptığı her egzersiz, sıcak odasında ya da havuzdaki her seans onu acıyı hisse- deceği noktaya kadar taşımak üzere tasarlanmıştı. Acı ceza değil ödüldü. Acı ilerlemeydi. “Acı başlayana kadar devam et- mek gerek,” dedi. Ċ(Ä x†¡åx š ‹  - yorsun. Acı, yeni bir aşamanın işa- reti.” Gündoğan kış ortasında spor sa- lonunda çalışırken de aynı prensip geçerliydi; baharda ve yazın artık sa- haya çıkıp hedefine adım adım yak- laşırken de. Yeni egzersizler zordu – sprint atmak, pas vermek, koniler arasında dans etmek, yön değiştir- mek , tekrar sprint atmak, pas ver- mek – ve üstelik, belki de dört gözle beklediği rahatlama duygusu henüz yoktu. “Bu bir başlangıç, “ dedi Hazi- ran’da. “Ama takımla birlikte olmak- la, maça çıkmakla karşılaştırıla- maz.” Acı, bunu ona hatırlatıyordu. Dizi hâlâ ağrıyordu; hâlâ yorumlaması ge- reken şeyler hissediyordu; her şey çok kırılgandı. Yön değiştirmek ve zıplamak bilhassa zorluydu. Bedel ödetiyordu. “O noktaya kadar gitmek, sonra aynısını ertesi gün tekrar yapmak, sonraki gün, bir sonraki gün tekrar tekrar aynı şeyi yapmak,” dedi Gün- doğan, “beyin için iyi değil. Rehabili- tasyon hemvücut hem zihin için inişli çıkışlı bir süreç; ve zihnimin bana: ‘Tamam, artık bırakmam lazım.’ dedi- ği noktalar oldu.” Acı, bir cevap ama aynı zamanda bir soru da. Ċ( Êʏ‹ 可ÊÔ³Ā Þ š - lip düşünüyorsun,” dedi Gündoğan. “İyi bir acımı kötübir acımı diyesoru- yorsun. Doktorlar ve fizyoterapistler her şeyin yolunda olduğuna seni ikna etse de yine düşünüyorsun.” Gündoğan, – keza çevresindekiler – kendini meşgul etmesi gerektiğini; dikkatini acıya yöneltmesinin, me- lankoliye kapılmasının tehlikeli oldu- ğunu biliyordu. Kulübü Manchester City, ortam değiştirmesine biraz kat- kıda bulundu: Şubat’ta Abu Dabi’ye ve New York’a birer yolculuk ve Mart sonu kısa bir tatil. Gündoğan, ısıran mart soğuğunda göreceli olarak ka- labalığın içine daha kolay karışabil- diği Manhattan caddelerinde yürü- mekten büyük keyif alıyordu. Başka projelere de girişti. İyileşme sürecini belgelemek üzere bir film yönetmeniyle anlaştı. Gerçi Gündo- ğan, elindeki materyalle ne yapaca-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==